Ateşli silahlarla hayatını kaybedenlerin yakınları, bireysel silahlanmaya karşı farkındalık oluşturulması için Maçka Demokrasi Parkı’nda etkinlik düzenledi.
Umut Vakfınca “28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü” kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte, bireysel silahlanmanın azaltılmasına yönelik hukuki ve toplumsal mücadele çağrısı yapıldı.
Trabzon‘da ailesinin fındık topladığı bahçede isabet eden yorgun mermi nedeniyle 11 Ağustos 2021’de hayatını kaybeden Emir Yuşa Atıcı’nın (15) babası Mustafa Atıcı yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı.
Atıcı, oğlunun başına isabet eden mermiye “yorgun” demenin doğru olmadığını dile getirerek, “Bu can alan katil bir mermi, 15 yaşındaki oğlumuzu bizden aldı. Acı anlatılmaz. Her yerde onun hatıraları var. Onun için yaşıyoruz.” dedi.
Oğlunun katilinin bulunması için yardım istediğini belirten Atıcı, “Ruhsatlı ya da ruhsatsız neden bir insan silah taşır? Çok saçma. Bu silahın amacı ne? Bu durumun ortadan kaldırılması lazım. Devletten tek isteğimiz katilin bulunması. Evlatlarımızı kaybediyoruz. Başka çocuklar ölmesin. Bunun önüne geçilmesi lazım.” diye konuştu.
İstanbul‘da “yorgun mermi” olarak tarif edilen kurşunla başından vurulan, 2 yıllık tedavinin ardından 2017 yılında ölen Ahmet Emre Çavuş’un babası Bülent Çavuş yaşadıklarını anlattı.
Çavuş, ensesine gelen bir mermiyle omuriliğinden yaralanan, sakat kaldıktan sonra yaşamını yitiren oğlunun hatıralarının hep aklında olduğunu söyledi.
Elli kuruşluk bir merminin gencecik evlatlarını kendilerinden aldığını aktaran Çavuş, “Tek dileğim oğluma bunu yapanın cezasını çekmesi. Oğlum mezarında rahat uyusun. Sorumluların bulunmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“O mermi sadece Büşra’yı değil bizleri de öldürdü”
Tokat Erbaa‘da yolda yürürken başına yorgun mermi isabet etmesi nedeniyle ağır yaralanan, 6 günlük yaşam mücadelesini kaybeden 17 yaşındaki Büşra Konyar’ın annesi Nakşiye Konyar da suçluların cezasını alması talep ederek, silahlanmaya karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
Konyar, kızının nereden geldiği beli olmayan bir mermiyle hayalleri ve hayatından koparıldığını, bu acıyı hiçbir zaman unutamadıklarını anlatarak, şunları söyledi:
“O mermi sadece Büşra’yı değil bizleri de öldürdü, bizi hayattan kopardı. Kanunlarımızda çok büyük boşluklar var. Bu tür olayların cezası bu kadar basit bu kadar az olmamalı. Ateşli silahla havaya bilinçsizce ateş açan biri namludan çıkan merminin havada kalmayacağını, bir şekilde düşeceğini biliyor. Bu şekilde meydana gelen yaralanma ve ölümlerin taksir olarak nitelendirilmesi hukuk sistemimiz için büyük bir hatadır. Bu tür olayların kasten öldürmeye göre değerlendirilmesi gerekiyor. “
Yaşamını yitirenlerin yakınlarının yaşadıkları acı tecrübeleri aktardığı etkinlikte vefat edenler “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” pandomim gösterisiyle anıldı.
Ateşli silahlarla ölenleri temsilen kırmızı halı üzerine ayakkabılar yerleştirilerek, karanfil bırakıldı.