Uygarlıkların merkezi Anadolu’da, zengin doğal kaynakları, jeostratejik konumu nedeni ile beyliklerin, devletlerin ve imparatorlukların yaşam ve fetih alanı Tokat, gerçekleştirdiği kültürel ve ekonomik projeleriyle dünyaya açılmayı hedefliyor.
Tarih boyunca 14 devlete ev sahipliği yapan ve 12 ilçeden oluşan Tokat, aynı zamanda geçmişten bugüne önemli bir ticaret ve kültür merkezi oldu.
Çeşitli el sanatlarıyla da otantik güzellikler sunan ve tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan şehrin önemli turizm noktaları arasında yaylalarının ve ormanlarının yanı sıra yaklaşık 3.5 milyon yıldır gelişimi devam eden, ismini içinin bal renginde oluşundan alan Ballıca Mağarası, 2. Abdülhamid’in padişah oluşunun 25. yılında yaptırdığı Saat Kulesi, Arastalı Bedesten, Tokat Müzesi, Mahperi Hatun Kervansarayı, Taşhan, Yağıbasan Medresesi ve Deveciler Hanı yer alıyor.
Gastronomisiyle de öne çıkan Tokat mutfağının lezzetlerinde baş sırada çökelekli gözleme ve Tokat kebabı geliyor. Tokat’ta üretilen ve dünyaya da ihraç edilen ürünler arasında ise asma yaprağı, bez sucuk, pekmez, çemen, marmelatlar, çökelek peyniri ve Almus’tan çıkarılan somon balığı bulunuyor.
Orta Karadeniz Kalkınma Ajansının destekleriyle düzenleme ve restorasyon çalışmaları tamamlanan 8 müzenin yanı sıra birçok yeni müze çalışması da devam eden şehir, gelişen ve geçmişten bu yana kimliğini koruyan yapısıyla yerli, yabancı ziyaretçilerini bekliyor.
“900 yıllık Türk İslam tarihini ve eserlerini burada çok rahatlıkla görebiliyorsunuz”
Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “900 adımda 900 yıllık tarih” sloganıyla ziyaretçilerini geçmişe doğru yolculuğa çıkaran şehirde Osmanlı, Selçuklu, Danişmentliler Beyliği, İlhanlı Devleti, Kadı Burhaneddin Devleti ve Eretna Beyliği olmak üzere 7 Türk devletinin hüküm sürdüğünü söyledi.
Tokat’ın tarihiyle, kültürüyle, sanatıyla, gastronomisiyle, doğasıyla, örf ve adetleriyle eşsiz bir coğrafya olduğuna dikkati çeken Eroğlu, “Hazreti Mevlana’nın ‘Tokat’a gitmek gerek’ dediği gibi, keşfedilmeyi bekleyen bir coğrafyadır Tokat.” dedi.
Eroğlu, “900 adımda 900 yıllık tarih” sloganının hikayesini taşıyan Tarihi Sulusokak Kent Meydanı’na işaret ederek, şunları kaydetti:
“Burası çok özel bir yer. 900 yıllık Türk İslam tarihini ve eserlerini burada çok rahatlıkla görebiliyorsunuz. 1090 yılında yapılan bir camiyle başlayan ve sonrasında 19. yüzyılın sonlarına kadar eserler bırakılan bir alandayız. Bu kadar yüzyıllara ait olan eserleri çok kısa mesafede adım atarak görebiliyorsunuz. Bu son derece değerli ve önemli. Burada hanlar, camiler, imarethaneler, sivil mimari örneği olan konaklar, bunun yanında birçok medrese var. Bu eserler arasından birkaç tanesi hariç, diğerleri restorasyonu tamamlanmış bir şekilde hem Türkiye’mizden hem de dünyamızdan bu şehri keşfetmeyi isteyen insanları bekliyor.”
Sulusokak Kent Meydanı’nda yer alan her tarihi yapının bir fonksiyona da sahip olduğuna dikkati çeken Eroğlu, “Genelinde müzecilik mantığıyla yapılan fonksiyonel işlemler var. Bir bakıyorsunuz bir tanesinde İslam Tarih Bilim Müzesi var. Bir başkasında Şehir Müzesi, diğerinde bir Etnografya Müzesi’ni görüyorsunuz. Bir başka esere gittiğinizde Altyapı ve Temizlik Müzesi’yle karşılaşabiliyorsunuz. Bir Hamam Müzesi çalışmamız da şu anda var.” diye konuştu.
Eyüp Eroğlu, şehirdeki restorasyon çalışmalarına da değinerek, “10 yıl öncesinde Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından burada çok ciddi bir restorasyon yapıldı. Son 4, 5 yılda da kalan kısımlarla ilgili Tokat Valiliğimizle, belediyemizle ve yeri geldiğinde Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımızla, yeri geldiğinde de Bakanlıklardan destek alarak bu bölgelerdeki restorasyonları bitirdik.” ifadelerini kullandı.
Tokat’ı ziyarete gelenler doğayı ve birçok kültür noktasını bir arada keşfedebilecek
Tokat Şehir Müzesi’nin 2019’da açıldığını ve açıldıktan sonra yaklaşık bir yılda 50 bin kişinin ziyaret ettiğini aktaran Eroğlu, şunları kaydetti:
“3 ay önce açılan Yağıbasan Medresesi isimli Danışmentliler tarafından 1150 yılında yapılan Anadolu’daki ilk Türk İslam üniversitesi, İslam Bilim Tarihi Müzesi olarak fonksiyon vermeye başladı. Yine bir başka eserimiz 15. yüzyılda yapılmış bir temizlik eseri. Sonrasında etrafı evlerle kapatılmış. Yaklaşık yarısı toprakla kaplıydı. Biz etrafındaki evleri de kamulaştırmak suretiyle açtık ve orayı topraktan kurtararak bir restorasyon işlemine tabi tuttuk ve şu anda Altyapı ve Temizlik Müzesi olarak işlevine devam ediyor. Şöyle ki bu şehirde Danışment, Selçuklu Dönemi’nde yapılmış bir koşum at arabasının geçeceği şekildeki alt yapıları gösteren harika bir müze. Şu anda bitirdik, ziyaretler yapılıyor ama resmi açılışını önümüzdeki günlerde yapacağız.”
Eroğlu, meydanda yer alan Suluhan Müzesi’ni ise çocuklar için hazırladıklarını söyleyerek, “Burası da birkaç ay içerisinde burası da açılmış olacak. Şu an restorasyon bitti. İçinin teşrifiyle ilgili de çalışmalar devam ediyor. Küratörlerin çalışmaları geldi önümüze. Bunları değerlendirme aşamasındayız şu anda. Hem atölye mantığıyla yaşayan bir müze gibi hem de geçmişte itibaren çocukların ilgisini çekebilecek eserlerin orada gösterildiği bir müze olacak.” dedi.
Tokat’ta aynı zamanda Hititler, Frigler ve Roma döneminden de eserler yer aldığını dikkati çeken Başkan Eroğlu, “İki tane Tokat’ımızda Roma şehri var. Birisi Sebastapolis, diğeri de Komana. Buralarda da arkeolojik kazılar devam ediyor. Yani Tokat’ımızı ziyarete geldiklerinde insanlarımız bir taraftan eski, bir taraftan yakın tarih, bir taraftan İslam tarihini, bir taraftan o güzel doğasını, başta Ballıca Mağarası olmak üzere yaylarını, ormanlarını keşfedebilecekler.” değerlendirmesini yaptı.
Eyüp Eroğlu, Kovid-19 salgınının ardından şehre gelen ziyaretçi sayısının arttığını, en çok da Tokat Kalesi’nin ilgi gördüğüne işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tokat Kalesi, yalçın bir kayadan yapılmış. Kalenin bir başka özelliği ise 1400’lü yıllarda Kazıklı Voyvoda, burada dört gün zindanda esir kalmış ve o zindanlar şu anda duruyor. Restorasyon çalışması devam ediyor. Özellikle yabancı turistler oraya çok daha ilgi gösteriyorlar. Yine İngiltere’den, Almanya’dan gelen turistlerimiz oluyor. Arap coğrafyasından gelen çok misafirlerimiz de oldu. Mesela bir ara Filistinli gruplar çok geldi. Sonrasında yine Suudi Arabistan’dan birkaç grup geldi. Yani bir taraftan da yabancı turizm anlamında da Tokat, yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı. Ama özellikle yerli turizm noktasında birkaç yıldır çok yoğun bir turizmin olduğu bir şehir oldu. Herkesi ben Tokat’a davet ediyorum.”
“Tokat, yedi bereketli ovasıyla tarımın başkentlerinden birisi”
Tokat Valisi Numan Hatipoğlu ise şehirde beş Organize Sanayi Bölgesi’ne sahip olduklarını belirterek, “Bunlarla ilgili genişletme çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 15 bin kişinin üzerinde istihdamımız var. Tabii Tokat’ın en önemli girdisi tarım. Yüzde 25’inden fazla sulanabilir arazilere sahip. Şeker pancarı üretiminde ayrı bir öneme sahip. Yine yedi bereketli ovasıyla tarımın başkentlerinden birisi aynı zamanda. Tüm Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun yeşillik ihtiyacının giderildiği bir bölge.” dedi.
Tarımda faaliyetleri geliştirmek adına çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Hatipoğlu, şunları anlattı:
“İnşallah önümüzdeki süreçte hem Tokat’ta bulunan hem de Niksar, Erbaa’da bulunan ovalarımızı tamamen kapalı devre su sistemiyle sulanabilir hale getireceğiz ki bu suyu çok daha ekonomik bir zaman israf etmeyen bir yapı haline dönüş olacak. Yine benzeri çalışma Zile’de devam eden Çekerek Sulaması için de söz konusu. Onun dışında da yine sebze ve meyvelerin, ara ürün yani nihai ürün haline dönüştürülerek pazara daha güzel bir şekilde ulaştırılmasıyla ilgili çalışmalarımız da söz konusu. Bunlardan birisi de yine kadın kooperatifleriyle yürütmeye çalıştığımız faaliyetler.”
“Halı imalathanesi kurarak köylerimizde halıcılığı canlandırmış olacağız”
Hatipoğlu, İstanbul’da bulunan halı imalatçılarıyla da görüşmeler içerisinde olduklarını ve bir halı imalathanesini Tokat’ta gerçekleştirmek istediklerinin altını çizerek, “Eğer bu gerçekleşirse biz köylerimizde tekrar halıcılığı canlandırmış olacağız. Bununla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. Atıl bulunan halı tezgahlarımız unutulmaya yüz tutmuş olmasın diye canlandırmayla ilgili böyle bir girişimi sonuna kadar destekleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Tokat Merkez’de bulunan Komana Pontika Antik Kenti’ndeki kazı çalışmalarına da değinen Numan Hatipoğlu, şu bilgileri verdi:
“Önümüzdeki süreçte burada 12 aylık bir kazı olması teklifini yaptık ve daha yoğun bir şekilde kazıyı tamamlayıp, millet bahçesi inşaatı sürecinde de burayı gezilebilir hale getirme gibi bir çabamız olacak. Sulusaray’daki Sebastapolis Antik Kenti’ne de yoğunlaşacağız. Şehir içinde devam eden eski Atatürk Lisesi’nin bahçesinde ortaya çıkan buluntularla birlikte orada bir ‘Taş Eserleri Müzesi’ çalışmamız olacak. Tarihi bir hamam çıktı, temel açma sırasında. Orayı temizleyip, müze haline dönüştüreceğiz. Yine Zile Kale’mizde de bir amfi tiyatro çalışmamız var. Bir kısmını şu anda çıkardık. Devamında kamulaştırma ve genişleme çalışmalarımızla ortaya çıkacak. İnşallah bunlar yakın zamanda turizm açısından kullanılabilir hale gelecek.”
Hatipoğlu, Ballıca Mağarası’nın da 2019’da UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alındığına işaret ederek, “Bölgemiz için son derece büyük bir önemi haiz olan bir merkez. Gelen herkesin hayranlığını ifade ettiği bir yer. Biz burada çeşitli düzenleme çalışmaları yaptık. Bununla birlikte yine Ballıca Mağarası’na yakın bir noktada Kazova’da gözlem sahası, seyir terasları düzenlemelerimizle birlikte gün batımının en güzel izlendiği bir nokta haline dönüşecek bölge. Bunların hepsi ziyaretçilerimize inşallah keyifli zamanlar geçirebilecekleri, istifade edebilecekleri bir noktaya ulaştırmak için. Tokat hem insanıyla hem tabiatıyla hem tarihiyle hem lezzetleriyle gerçekten görülmesi gereken bir yer.” açıklamalarını sözlerine ekledi.
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından 1-4 Aralık arasında Yenikapı’da Tokat Günleri etkinliği düzenlenecek ve etkinlikte Tokat’ın kültürü, el sanatları ile yöresel lezzetleri tanıtılacak.